Aşk ve İş Hayatındaki İnce Çizgi

Öğrencilik dönemi biter bitmez iş bulma sendromu yaşanır ve nihayetinde bulunan işte huzur bulunur. Hayatında ilk kez kendine ait bir geliri ve iş alanı olan kişi; tam da hayatından memnunken yaşamına giren bir sevgiliyle yeni bir karmaşanın içine düşer. Hele bir de sevgililerin yaptıkları işler ve çalışma saatleri birbirine benzer ya da yakın değilse hem iş hem de aşk hayatı tam bir kâbusa döner. İşte böyle bir durumda kimi zaman seçim yapmak bile gerekebilir.

İş Mi, Aşk Mı?

İş, bir kişinin tek başına hayatını devam ettirebilme garantisidir. Öncelikle bayan, erkek herkesin bunun farkında olması gerekmektedir. Yani işten öyle kolay kolay vazgeçilmemeli, hatta hiç vazgeçilmemelidir. Eğer bir kişiyi hayatımızın merkezine koyarsak işten, aileden daha yüksek bir mevki sahibi yaparsak o kişinin bize yaptığı her hata ya da çıkarttığı her problem hayatımızın merkezini sarsar. Yani aşk için, sevgili için işinden vazgeçenler, ileriki bir dönemde parası ya da bir güvencesi olmayacağından sevgiliye maddi, manevi her konuda biat etmek, köle olmak zorundadır. Zira günümüz dünyasında parasız bir bardak su içmek bile mümkün değildir. Parası olmayanın her hangi bir yaptırım gücü de olmaz olamaz. Ancak sadece para da her şeye yetmemektedir.

Neye Göre Eş, Neye Göre İş Seçilmelidir?

Aşk seçiminde duygu ağırlıklı, iş seçiminde mantık ağırlıklı karar alabilmek önemlidir. Ancak aşk seçiminde sadece duygu yetmediği gibi iş seçiminde de mantık yeterli değildir. Âşık olduğumuz kişinin kaşı, gözü kadar nasıl bir iş yaptığı, nelerden hoşlandığı ve nasıl bir hayat yaşadığı da önemlidir. İş ararken de yaşamak istenen hayata ulaşmada ne kadar etkili olabileceği ve çalışma koşullarının yaşama etkisi göz önünde bulundurulmalıdır.